Karamanoğulları  ve Osmanoğulları, her zaman dönemlerin

 KRONOLOJİK CETVELİ

      Karamanoğulları                              Osmanoğulları

MİLATTAN ÖNCEKİ YAŞAMDAN BAŞLANIP

KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİNİN KURULUŞUNA       KADAR GEÇEN SÜREDE BAZI ÖNEMLİ OLAYLAR

 

M.Ö. 209 Hiung-Nu (HUN) devletinin başına, Mao-Tun (Me-Te) geçti. Mete’nin babası Teoman (Tuman)’dır. Oğuz destanları Mete’den 1500 yy. sonra yazılmıştır.

M.Ö. 209-174 METE: Çince Mao-Tun, Mao-Du, Mo-Du adları ile anılır. Büyük Hun –Türk İmparatorudur. Babasının yerine geçince (Türk, Moğol, Tunguz) Altay kavimlerini bir araya getirdi. Hazar denizineden Hindistan’a uzanan bir devlet kurdu. Çin seddini geçip, İmparator Gao-Di’yi dize getirdi. Ölümünden sonra büyük bir İmparatorluk bıraktı. Büyük okyanustan Hazar denizi ve Tibet-Keşmir’den kuzey Sibirya’ya, 18 Milyon Km. Karelik alanı kapladı. Oğuz Han, METE’dir. Hiung-Nu (HUN) İmparatorluğu 24 boydan meydana gelir. 24 Çift kumandan (24 Sağ, 24 Sol) tarafından yönetilen bir ordusu ve idare mekanizması vardı.

M.Ö. III.yy. Çinlilerin Hiung-Nu (HUN) dedikleri ilk Türk devleti.  III. yy. sonunda zirvede idi.

M.Ö. VII.yy ile M.S. IX.yy arası: Oğuzlar < Türk Yurdu>

denilen  ( Üst Yurt ) ta yaşıyorlardı. [ A.03 / 9 ]

M.Ö. 625: Saka Türkleri- Akamanişler Savaşı.( İran’da )

     M.Ö. 546: Lidya’nın yıkılışı.

     M.Ö. 510: Roma Cumhuriyeti kuruluşu.

M.Ö. 363: Büyük İskender’in Doğumu.

M.Ö. 335: Büyük İskender ( Zülkarneyn )’in Doğu seferi.

M.Ö. 329 – 327: Turanlılar ( Türkler )- İskender’in savaşı.

M.Ö. 323: Büyük İskender’in ölümü.

M.Ö. 323: Sonrası Mısır (Ptoleinec), Suriye (Seleucos), Makedonya (Kasandros), Bergama Krallığı (Anadolu’da).

M.Ö. 266: Roma Cumhuriyeti’nin yıkılışı.

M.Ö. 261-175: Hunlar ile Greko-Baktira savaşı.

M.Ö. 132: Bergama Kralı III. Attal’ın ölümü.

Milat: Hz. İsa’nın Doğumu.

M.S. 02: Aziz Pavlus ( Sen Pol ) Tarsus’ta doğuşu.

M.S. 30: ( Nisan Ayı ) Hz. İsa’nın ölümü.

M.S. 40: DERBE Kilisesi’nin inşası için Vahy gelişi.

M.S. 41: DERBE Kilisesini, Aziz Pavlus, Sen Piyetr ve Barnabas’ın DERBE’DE inşaşı. (Dünyanın ilk Kilisesi)

M.S. 42: Listra’da, Dünyadaki ikinci Kilise’nin inşası.

M.S. 42: İkonium (Konya)’da üçüncü Kilise inşası.

M.S. 43-48: Pisidiya Antakya’sı Antalya Perga Kiliseleri.

M.S. 49-52: Filibe, Selânik ve Pire Kiliseleri inşası.

M.S. 53-57: ( 54 ) Efes’te Meryem ana Kilisesinin inşası.

M.S. 57 Troas, İzmir, Bergama, Tiyatiraya (Akhisar) Sardise (Sard), Filadelfiya (Alaşehir), Laodikya (Lâdik), Kiliseleri [İNCİL Resullerin işleri B.13 / A. 2- B.14 / A.26 ].

M.S. 66: Aziz Pavlus’un Roma’da idamı.

155: Hiung-Nu (HUN)’ların yerini Sien-Pi’ler aldı. Sonra Juan Juanlar geldi ve Göktürkler onları takip etti.

395: Roma İmparatorluğunun bölünmesi (Doğu-Batı).

552: Göktürk İmparatorluğunu, Şehzade Kutluğ  kurdu.

570: Hz. Muhammed’in Doğumu (20 Nisan ) Mekke.

582: İlk Göktürklerden sonra Tardu istiklâlini ve Kaanlığını ilân etti. Göktürk İmparatorluğu ikiye bölündü.

595: Hz. Muhammed’in Hz. Hatice ile evlenmesi.

610: Cebrail ile Hz. Muhammed’e İlk Vahiy (Alak,1-5)

613: Hz. Peygamber Mekkelileri  İslâm'a çağırdı.

615: Hz. Muhammed Etopya’ya göçe izin verdi.

619: Hz Hatice ve Ebu Talibin ölümü ( Hüzün Yılı ).

621: Birinci Akabe biati ve Mir’ac.

622: İkinci Akabe biati.

622: Temmuz 16. Hz. Muhammed Mekke’den ayrıldı.

622: Eylül 24. Hz. Muhammed Yesrib’e ulaştı.

624: Mart 13. Bedir Savaşı.

625: Mart Uhut Savaşı

627: Mart Hendek Savaşı.

628: Mart: Hudeybiye Antlaşması yapıldı.

629: Kasım Hudeybiye antlaşması bozuldu.

630: Suriye sınırına Tebük seferi.

630: Doğu Göktürkleri, 659 da Batı Göktürkleri yıkıldı.

VII.yy. İlk yarı: Altı boy halinde Oğuzlar, Barlık’talar. Oğuz Han’ın altı oğlundan türemişler, ayrı ayrı ongunları vardır.

632: Hz. Muhammed’în <Veda Haccı - Veda Hutbesi>

632: Hac dönüşü son ayet indirildi.( Maide: 3 )

632 Haziran 8: Hz. Muhammed’in ölümü (Medine).

641: Bizans İmp. Heraklius Anadolu’yu 19 Tem’e ayırdı.

651: Hu-Lu, Göktürkleri birleştirmede, Çin’e  yenildi.

657: Hu-Lu öldürüldü.(Hu-Lu, Nu-Şe-Pi’lerin babası idi)

VIII.yy Orhun kitâbeleri yazılmıştır.

678: Tou-Çe de Çinlilerce tevkif edildi.

682: <ONOKLAR> tamamen çözüldü.

699: Doğu Göktürkleri On-Oklara hakim oldular ve ikinci Göktürk Devleti Türk birliğini sağladı.

706-711: So-Ko, Doğu Göktürklere baş kaldırdı.

711: So-Ko öldürüldü.

712: Türk Ordusu Soğd’a girdi. Arap kumandanı Kuteybe’ nin istila ettiği Şehirleri geri aldı.

716: Doğu Göktürk Kağanı, Kapağan öldürüldü.

717-738: Türgiş Su-Lu, B. Göktürklerini birleştirdi.

736: Su-Lu, Çinlilere yenildi.

737: Su-Lu, Araplara yenildi, Sarı-Türgiş'ler tanımadılar.

738: Çu-Mu-Koen’lerden Bağa-Tarkan Su-Lu’yu öldürdü.

744: Bağa-Tarkan, Çinliler tarafından öldürüldü.

750: Türkeşler’in Müslüman Araplarla savaşı.

750: Göktürklerin Perslerle savaşı.

750-751: Maveraünnehr tamamen İslâmlaştı.

751: İslâm kumandanı Ziyad b.Salih, Kao-Sien-Çi’yi yenerek Batı Göktürk’ü kurtardı.

766: Ziyad b.Salih’in, Batı Göktürk’leri yönetecek kimsesi yoktu. Onları Karluklar istila etti. Onoklar’a ne oldu? Bilmiyoruz. Ancak PEÇENEKLER onların boyundandır.

766: Türkişler’in yıkılışından sonra Karloklar Yedisu Vilâyetini  ve Seyhun’un Doğusunu ele geçirdi.

784-785: Süfyani Sevri’nin ölümü.

812: Misthia ( Höyük ) Araplarca işgâl edildi.

838: Seyhun kuzeyinde İspicap ahalisi İslâma girdi.

840 : Uygur, Oğuzları Doğudan-Batıya göçe zorladı.

840: Oğuzlar, Güney Batıya ilk kez göçtü. Maveraünnehr, Sogot,  Harzem, Horasan ve İslâmiyeti kabul etti.

859: Mısırlı Zu’n Nun’un ölümü.

874: Horasanlı Bayezidî Bistami’nin ölümü.

874: Bir kısım Oğuz kabileleri Asker olarak Saman oğullarının hizmetine girdiler. 125 yıl kaldılar.

890: Salur’lu Ağaini Han, Oğuz Hanlığını Kınıklı Lukman Han’a verdi.

X.yy Talas vadisinde<TÜRKMEN>adını taşıyan bir kavim var. İlk Müslüman Türk toplumudur. Bunlar Oğuzlardan ayrı Onok’lardan olabilir.

920: Avşarlar, Salurlar, Kınıklar Maveraünnehr’e indiler.

920: Oğuzlar’ın toplu halde İslâmiyet’i kabulü. Oğuzlar’ın   Güney Batıya ikinci göçü.

921: Selçukluların Üst yurttan Güney Batıya inişleri.

921: Hallacı Mansur’un ölümü.

921-22: Seyyah İbn’i Fadlan’ın Oğuz ülkesine varışı.

922: İslâm ülkelerine yeni inen Oğuzların İslâm oluşu.

940: Oğuzlardan bir bölümü asker olarak Karahanlılar’a    katıldılar. (272 yıl onlarla birlikte çalıştılar)

960-61: Karluk, Oğuz ve Batı Türkleri İslâmiyet’i topluca   kabul ettiler (200.000 çadır).

963: Oğuzlardan bir bölüm Gaznelilere asker olarak 220 yıl hizmet ettiler ( 1183’e kadar)

970-1030: Gazneli Mahmud.

984: Kökenlerini Salurların ve Avşarların oluşturduğu   Karamanlıların topluca İslâmiyet’i kabul edişleri.

1000 ve sonrası: Barı Asya’da Türk nüfuz artışı.

X. ve XI. yy’lardaki <Tuhsiler> Türgişler’in kalıntısı.

XI. yy’dan itibaren, Oğuzlara <Türkmen> denildi.

1015: Selçuklular Anadolu fethine başladılar.

1015: Salurlar ve Avşarlar Anadolu fethine katıldılar.

1015: Selçuklular da İslâmiyet’in yayılışı ve diğer   Hıristiyanlara karşı Müslümanlığı savunmaya başlamaları.

1020: G. Mahmud, sınır bölgesine Türkleri  yerleştirdi.

1021: Tabakatus Sufiyye’nin yazarı Abdurrahman Muhammed el  Hüseyin-es Sülemi, Nişaburî ölümü.

1029: Türklerin Ermeni-Bizans hududuna ilk akını.

1030: Gazneli Mahmud’un ölümü.

1033-1040: Türkmenler İran üçgeninde (Hazar Denizi- İsfahan bölgesi- Urmiye gölü arasına) yayıldılar.

1035: Oğuzlar, yirmi bin kişilik ordu ile  Horasan’a geçti.

1035: Türkmenlerden yeni bir toplu gurup Mesud’la anlaştı ve kuzeyde Horasanı çevreleyen Hazar denizinden Merv bölgesine kadar Bozkırların eteğine gelip yerleştiler.

1036-1037: İkinci Türkmen boyu ( Davut Çağrı Bey ve kardeşi Muhammed Tuğrul Bey ) kumandasında güçlendiler.

1038: Hiyet-ül Evliya’cı Naim Ahmed bin Abdullah öldü.

1040: Mayıs 23. Dandanakan Zaferi.

1040: Büyük Selçuklu Devleti kuruldu.

1040: 16 Bin atlı ile Gaznelileri yenip Büyük Selçuklu Devleti kuruldu. Kısa zamanda Bizans hududuna dayandı.

1040: Türk-Bizans çatışmalarının başlangıcı.

1043: Tuğrul Bey, Rey’i Başşehir yaptı, Hemedan’ı aldı.

1043: Dicle kaynağından Batıya ilk Türk akını.

1043-1054: Tuğrul Bey Bağdat yollarını kontroluna aldı.

1045: Bizans İmparatoru IX. Konstantin Monomak (1042-1055), Liparit komutasında, Azerbaycan’da Sultan Tuğrul’un zapt ettiği şehirleri geri aldı.

1045: Mansur, Göktaş ve Anasıoğlu  Bey Türkmenleri,      Van Bizans Valisi Stefanos’u yenip Azerbaycan’a geldiler.

1045-46: Aran ve Katalon’un önlediği ilk Türk akını.

1047-48: Kutalmış, Bizans Liparite yenildi, şehit oldu.

1047-48: Tuğrul, İ. Yınal’ı Azerbaycan Valiliğine atadı.

1048 Eylül: Kutalmış ve İbrahim Yınal Hasan kale önünde    Bizans ordusunu yendi Liparit esir alınıp, Başkent REY’e   Tuğrul’a gönderildi.

1048: Tuğrul Bey’in kardeşi İ. Yınal’ın Ermenistan’a akını.

1048: İbrahim Yınal’ın İberia Prensi Liparit’i tutuklaması.

1049-50: Yusuf Hemedanî’nin doğumu.

1050-1250: Büyük Selçuklular dönemi.

1054: Sultan Ertuğrul’un batıya ve Ermenistan’a ilk akını ve böylece Anadolu fethine ilk adım atışı.

1055-66: Ermeni Samuh’un kendi idaresine isyanı.

1057: Çağrı Beyin oğlu Yakutî ve Emir Saltuk’un Doğu Anadolu seferlerine başlamaları.

1057: Liparit’in oğlu İvan’ın, Katalonya ile savaşırken     Türkmenler’i de <Yağma>ya çağırışı.

1057: Türkmenlerin Şebinkarahisar ve  Kemah’ı yağması.

1057: Malatya (Melitene)’nin yağması.

1057: İsaac Comanene Ermenistan isyanı.

1058: Selçuklu Emin Dinar Malatya’yı aldı, şehit oldu.

1058: Kelâmcı İslâm filozofu,  Ebu Hamid bin Muhammed bin Muhammed el-Gazalinin Tus’da doğumu.

1058: Hacip Gümüştekin, Basarı’yı takıp edip öldürdü.

1058-61: Bütün Ermenistan’ın,Türkmenlerce yağması.

1059-60: Sivas’ı Türkmenler ve Prens Yakutî fethetti.

1062: Yakutî’nin, Horasan Saları Cemceme ve İsuli Anasıoğlu ile Malatya güneyini yağmalaması.

1063: Sultan Tuğrul’un Vefatı.

1063 Eylül: Tuğrul’un yerine Alpaslan’ın Sultanlığı.

1063: Harve’nin Yusuf’un kuvvetlerini yenmesi.

1063-64: Bizans’a sığınan Harun Türklere karşı çıktı.

1064: Musa Yapgu’nun Türkmenlerle birlikte isyanı.

1064: Şubat: Kars, Alpaslan tarafından alındı.

1064 Ağustos: Anı kalesi Alpaslan oğlu Melikşah ile Veziri Nizamülmülk tarafından zapt edildi.

1065: Yakuti'nin Edessa’yı fethetmesi.

1065: Mervan’ın tuzakta öldürülmesi.

1065: Kutalmış Yapgu, Sultan Tuğrul’a isyan etti.

1065: Horasan Saları’nın, yeniden Güney Batıya akını.

1065-66: Horasan Salar’ı Urfa’dan geçerken Diyarbakır Emiri Nizameddin Nasr tarafından öldürüldü.

1066: Ermeni Samuh, Franko-Norman’la isyan etti.

1067: Yusuf Hemedani, Ebu İshak Şirazi’ye bağlandı.

1067-68: Emir Afşin’in Gümüştekin’i öldürmesi sonucu Selçuklu Sultanın gazabından korkarak Anadolu’ya geçişi ve Niksar ile Amuriye’ye saldırıp dönerken Kayseri’yi zaptı.

1069 Mayıs: Alparslan emiri Savtekin, Gürcüleri yendi.

1070-1071: Alparslan'ın Suriye seferi.

1071: Alparslan Halep’i kuşattı. Mahmud’u kolladı.

1071: Kavurt ( Davud’un) İsyanı ve ölümü.

1071 26 Ağus: MALAZGİRT ZAFERİ. Diyojen esir alındı.

1072: Ebul Kasım Abdülkerim Kuşeyrî öldü.

1072: Alparslan Türkistan seferinde, Türkistan'da öldü.

1072: Celâlettin Melik Şah ( 1072-1092 ) tahta çıktı.

1077: Türkmenler, Kutalmış Süleyman Selçukluya isyanı.

1077: Laranda’nın (Lârende) ilk defa Türkler eline geçişi.

1078: Adsız, Kutalmışın iki oğlunu Melikşah’a gönderdi.

1079: Melikşah, Tutuş’u Adsız yerine Suriye’ye tayin etti.

1084: Kilikya Kutalmış oğlu Süleyman’ca işgal edildi.

1085: Kutalmış oğlu Süleyman’ın Antakya’yı işgali.

1085: Musul Bizans Valisi Arap Şeyhi Müslim'in, Süleyman’dan Antakya’ya ait vergiyi istemesi.

1085: Kutalmış oğlu Süleyman’ın, Halep’i kuşatması.

1085: Bizans Valisi Müslim, Süleyman’la savaştı, öldü.

1085: Artuklar ile Tutuş’un birleşmesi.

1085-1094: Avşar Reisi Aksungur’un Melikşah’a isyanı.

1086: Artuklar ile yaptığı savaşta Süleyman’ın ölümü.

1086: B. Selçukluların Anadolu fethi sona erdi.

1087: ANADOLU SELÇUKİLERİ (1087-1250) kuruluşu.

1087: Bursuk’un İznikten geri çekilmesi ve Abdulkasım’ı yakalamak için Melikşah tarafından görevlendirilmesi.

1088-1089: Şeyhül İslâm Ebu İsmail Abdullah bin Muhammed El-Ensarî El-Hazricî El-Herevî’nin ölümü. (Sülemî’nin, Tabakat-üs-Sufiye tercümesinin yazarı)

1091: Oğuzların Bizanslılarla yaptıkları Lübiniyom Meydan Savaşı ve Oğuzların Balkanlarda yenilgisi.

1092: Melikşah, Abdülkasım üzerine Bozan’ı gönderdi.

1092: Abdülkasım Melikşah’tan af diledi.

1092: Bozan Abdülkasım’ı boğdurttu.

1092: I. Kılıçarslanın Saltanat devri. (1092-1107) başladı.

1092: Melikşah öldü.

1092: Bozan Edessa’ya çekildi.

1092-1093: Abdülkasım’ın kardeşi Buldacı, Kapadokya’ dan gelerek İznik'te Abdülkasım’ın yerine geçti.

1094: İldeniz’in yardımcısı Şöglü, Tabariyye’yi ele geçirdi.

1094: Suriye Selçuklularının Suriye hakimiyeti. başladı.

1095: Danişmend hakkında ilk kayıtlar.

1096: Kılıçarslan İzmit’i Haçlılara karşı savundu.

1097: I. HAÇLI SEFERİ ve bu seferde Lârende’nin 20 yıl aradan sonra tekrar Türklerden alınıp Bizans'a iadesi.

1098 Haziran 30: Haçlılar Antakya’yı Suriye Selçukluları’ ndan geri aldı ve Antakya Prensliği kuruldu.

1098: Trabzon’a bağlı Bayburt’a, Danışment saldırısı.

1098: Urfa Haçlılarca Antakya ve Kudüs’ten alındı, doğuda ilk Haçlı devleti kurulmuş oldu.

1099: Haçlılar, Kudüs’ü aldı. Kudüs Prensliği kuruldu.

1100: Malatya’ya yardım için Gabriyet tarafından çağrılan Danişmend’in,  Antakya Prensi Bohemond’u yenmesi.

1101: Danişmend’in, Bohemond’u kurtarmaya gelen Kapadokyadaki Haçlıları yok etmesi.

1102: Danişmend’in Malatya’yı ele geçirişi.

1103: Saltuk İbn Ali, Erzurum’a  hakim oldu.

1103: Melikşah oğlu Muhammed yenilgiden sonra Ahlat’a sığınır, Saltuklu Ali Muhammed’in hizmetine girer.

1103: Danışmed’in ölümü.

1104: Kılıçarslan Malatya’yı aldı.

1105: Şebinkarahisar hala Trabzon’a bağlı.

1106: Bohemond’un Avrupa'ya dönüşü.

1106: Kılıçarslan Musul ve Silvan’ı ele geçirdi.

1107: Kılıçarslan, İran Selçuk Hükümdarı Melikşah oğlu Gıyasettin Muhammed’le Hapur Meydan Savaşı, yenilgiye uğrayıp ölümü. (Hzr.1107)

1108: Maraş’ın Ermeni Hakimi, Erzurumlu Ali’yi Adıyaman’da ele geçirerek, tutsak ediyor.

1110 Mart 25: Sultan Sencer, Yusuf Hemedanî’ye 50 bin altın gönderdi.

1110: Bizans İmparatoru Alexis Komnenos I. (1081-1118), Selçuk Şahı Muhammed’e elçi gönderdi.

1112 : Gazali’nin (1058-1112) ölümü.

1113: Kılıçarslan oğlu Şehinşah’ın kumandanı, Monolikes  Lopadion, Aydos ve Edremit’e saldırısı.

1113: Monolikes’in İznik Valisini esir alışı.

1113: Alexis, Şehinşah’ı  Kütahya’da pusuya düşürdü.

1116: Monolikes’in Poimamenon ve İzmir’e saldırısı.

1116: Şehinşah’ın Bizans'a sefer hazırlığı.

1118: Mengüçük’ler, Kemah’tan Malatya’ya saldırdılar.

1118: Kılıçaslanın karısı, Atabek Belek ile evlendi. (Bu, Kılıçarslandan sonra 4.evliliğidir. Belek, Artuk soyundandır.)

1118: Erzincan ve Divriği Mengücük eline geçti.

1118: Akşehir Valisi, Gümüştekin ve komplocuların, Şehinşah Kutbiddin Melikşah’ı öldürmesi.

1118: Mesud’un Şehinşah yerine tahta geçmesi,

1118: Bizans İmparatoru Alexis’in ölümü.

1118: İran Selçuk Sultanı Muhammed’in ölümü.

1118: Belek’in Suriye’de ölümü.

1121: Yusuf Hemedani’nin Bağdat’a dönüşü.(Öl:1140)

1121: Artuk İlgazi’nin Erzurum’a gelişi.

1123: Ali, Artuk Belek’in müttekidir.

1123: Saltuk İbni Ali’nin ölümü, oğlu onun yerine geçti.

1124: Danışmend’li Gümüştekin, Mesud’un desteği ile Malatya’yı Tuğrul’dan aldı.

1125: Hanzid, Timurtaş’ın yeğeni Davud’un eline geçti.

1128: Mesud’un kardeşi baş kaldırdı, Danışmend Şah’ı Gümüştekin’e yenildi.

1129: Greklerin, Türklerin yardımı ile Bizansı yıpratması.

1129-1130: Gümüştekin’in Karadeniz yöresine saldırıları.

1130: Saltuk Ali’nin kızı (veya kız kardeşi) Ahlat’da, Şah Armin Sökmen II. ile evlendi.

1130: Gümüştekin Antakya Prensi Bohemond II. yi yenerek, kellesini Halifeye gönderdi.

1130: Thoros’un ölümü.

1131: Thoros yerine, Leo geçti. Gümüştekine vergi ödedi.

1131: Gümüştekin Maraş’tan Edessa’ya saldırıyor.

1132: İmp.Jon Komneus (1118-1143) Kastamonu’yu aldı.

1133: Gümüştekin, Kastamonu’yu geri aldı.

1134-1135: Gümüştekin’e, Halife ve İran Selçukları tarafından <Kuzey Ülkesinin Hükümdarı> ünvanı verildi.

1135: Gümüştekin öldü.

1135: Gümüştekin’in nişanını, oğlu Muhammed aldı.

1135: Gümüştekin oğlu Muhammed tahta çıktı.

1136: Muhammed, I. Kardeşini öldürttü.

1136: Muhammed’in kardeşi Ayn’üd-Devle  baş kaldırdı.

1136: Basileus, Çankırı ve Kastamonu’yu geri aldı.

1136-1137: Basileus, Antakya seferine çıktı.

1137: Ayn’üd-Devle, Edessa’ya saldırdı.

1138: Muhammed-Mesud, Çankırı'yı aldı. Casıanos’u yağmaladı.

1139-1140 kışı: Basileus Niksar’a saldırdı, alamadı.

1140 Kasım: Yusuf Hemedani’nin Bamiyân’de ölümü.

1141: Basileus Uluborlu-Beyşehir-Antalya yolunu aldı.

1141: Muhammed öldü.

1141: Muhammed’in yerine oğlu Zunnûn geçti.

1142: Yağıbasan ile Aynüd-Devle Zünnun’a baş kaldırdı.

1143: Hüsâmüddin Ömer’in, Kara Hitaylar’ca katli.

1143: Basileus Klikya’da öldü.

1143-:Zünnun amcalarına Danişmendi taksim etti.

1144: Mesud, Danişmedlilerden Ceyhan’ı aldı.

1144: Mısır-Halep Hükümdarı Zengî, Urfa’yı aldı.

1146: II. HAÇLI SEFERİ. Zengî’nin ölümü.

1146: Zengî oğlu Nurettin Hükümdar oluyor.

1149: Nurettin’in Antakya Franklarına saldırısı.

1149: Antakya Franklarından Raymond’un ölümü.

1149: Mesud’un Maraş’ı işgali.

1150: Joscelin’i Suriye'deki Türkmenler yakalıyor.

1150: Mesud, Göksun belini ve Raban’ı alıyor.

1150: A. Selçuk Sultanı, Acem, Rum, Ermeni, Gürcülerle ile birlikte Türk Boylarına karşı savaşıyor.

1151: Mesud Antep’i zapt ediyor.

1152: Ayn’üd-Devle’nin Malatya’da ölümü.

1152: Mesud, Zülkarne’yi tehdit ediyor.

1153-1154: Birinci ANİ (Ermeni Başkenti) kargaşası.

1153: Mesud, Thoros anlaşması.

1154: Mesud, Manuel anlaşması.

1155 Nisan 15: Mesud’un ölümü.

1155: Kılıçaslan II. (1156-1192 Ağustos) tahta çıkışı.

1156: İkinci ANİ (Ermeni Başkenti) kargaşası.

1157: Kılıçarslan, otoritesini Hıristiyanlara kabul ettiriyor.

1157: Saltuk’un ANİ’de esir düşmesi.

1157: Ahlat Prensesi, fidye karşılığı Saltuk’u kurtarıyor.

1157: B. Selçuklular İran-Arap kültüründe eriyip yıkıldılar.

1159: Manuel’in Yağıbasan ile anlaşması.

1160: Aynû’d-Devle oğlu Zülkarneyn’in ölümü.

1162: Kılıçarslan’ın Bizans’a gidişi ve anlaşma yapması.

1164: Yağıbasan’ın ölümü ve yerine, İsmail’in geçişi.

1164: Kılıçarslan, Saltuk’un kızı ile evlenmek ister.

1165: Kılıçarslan, Lârendeyi Danişmentlilerden geri aldı.

1165-1190: Lârende Selçuklularda (II.Kılıçarslan aldı)

1166: Abdulkâdir Geylânî vefat etti. (Doğumu: 1077)

1167: Nureddin, Suriye hudutlarını Kılıçarslana terk etti.

1168: Saltuk’un ölümü.

1168: Saltuk’un kızını, Danişmentli Yağıbasan yolda yakalayıp yeğeni Zünnun ile evlendirdi.

1168: Kılıçarslan Zunnun’un topraklarını işgal etti.

1169: Kılıçarslan Şehinşahı sürgüne gönderdi.

1170: Suriye Selçuklularının sonu.(1094-1170)

1171: Nureddin’in kumandanı Selahattin Mısır’a yerleşti.

1173: Nureddin’in Bizans’a saldırısı.

1174: Musul Hükümdarı Atabey Nureddin’in ölümü.

1175: İlk gümüş Selçuklu parası bastırıldı.(Kılıçaslan II )

1175-1176: Kılıçarslan, Garvaş’ları Manuel’e gönderdi.

1176: Manuel’in Selçuklu ülkesine saldırısı.

1176 Eylül 17: MYRİOKEPHALON’da Bizans bozgunu ve sulh akdi. (Sultan II. Kılıçarslan ile Bizans İmp. I.Komnenos arasında Denizli’de yapılan savaş sonrasında)

1177: Malatya’nın Selçuk Sultanı Kılıçarslan’a devri.

1180: Bizans İmparatoru I. Manuel’in ölümü.

1188: Kütahya-Uluborlu’nun Türkler eline geçmesi.

1189: Saltuk oğlu Muhammed’in ölümü.

1189: Muhammedoğlu El-Muzaffer Melik Şah tahta çıktı.

1190: III. HAÇLI SEFERİ.

1190: Lârende’nin Barbaros Fredrik eline geçişi.

1190: Barbaros Lârende’yi Ermeni Kralı Leon II. ye verdi.

1197: El-Muzaffer Melik Şah’ın tahtan inişi.

1197: Melik Şah oğlu Alaaddin Ebu Mansur tahta çıktı.

XIII. yy’da Göçebe Oğuzların bir bölümü <Oturak> oldu.

1200-1250: Anadolu Selçuklularının <Yükselme dönemi>

1207: Mevlâna’nın, Belh’te doğumu.

1207: Selçuk Şeyhulislâmı, Mecd. İshak oğlu  Sadrüddin Muhammed Konevi  Malatya da doğdu.(Ölümü 1274)

1207- 5 Mart:  Antalya, Selçuklular tarafından fethedildi.

1209: Hasan Sabbah, <Batînilik>’i kurdu. (Yıkılışı 1256)

1210-1219: I. Sultan İzzettin Keykavûs Devri.

1213: Muhuddin Arabî, S.Konevi’nin annesi ile evlendi.

1214 Kasım 3: Sultan İzzettin Keykavûs Sinop’u fethetti.

1216: Lârende’nin  Selçuklu I. İzzettin tarafından alınışı.

1218: Ahmet Yesevi Halifesi Harezm’li Said Ata ölümü.

1218: Sultan Alâeddin, Lârendeyi hareket üssü yaptı.

1219-1236: Sultan I. Alâeddin Keykubat devri başladı.

1220: Moğollar, Türkleri Orta Asya'dan Batıya kaçırdı.

1220: Sultan Bahaüddin Veled Karaman’a geldi.

1220-1225: Moğolların İslâm âlemine en zararlı dönemi.

1240: Selçuklunun dorukta olduğu yıllar.

***

Yukarıda, Milât öncesinde itibaren, Kronolojik sıra ile sunduğumuz önemli tarihlerin ardından Karaman oymağının Maveraünnehir’den çıkarak, İran'ın kuzey bölgelerinde, Hazar Denizinin ve Azerbaycan’ın güney batısında devam eden serüvenleri, XI. asrın ortalarından sonra, Anadolu yolculukları ile adını tekrar duyuracaktır. [A.01/2-3]

Göç esnasında, konakladıkları bölgelerde kalan bir kısım oymak mensupları, Doğu Anadolu, Azerbaycan, Irak ve İran tarafında, Karakoyunlu’ları kuracaklar, Anadolu’ya yönelenler, Türk adının dili, dini, milliyeti, örf ve adetleri, kültürü ile yeryüzünde ebediyen yaşamasına sebep olacaklardır.

*

 

Bin yıl öncesine dönüyoruz:

O günkü ortamı ve atmosferi gerçekçi bir açıdan yakalamış bulunan, büyük tarihçi Kafesoğlu İbrahim Bey’in görüşlerine öncelik vereceğim. [A.20/X/387-396]

"Nüfûsun ekseriyetini İranlı, Arap gibi Türk olmayan ahali­nin teşkil ettiği Selçuklu İmparatorluğunda Türkler’in kendile­rini daima koruyabilmelerini sağlamış olan Türklere mahsus devlet ananeleri, örf ve adetler ve nihayet Türk kütlelerinin büyük bir kıskançlık ile sarıldığı anadil <Türkçe>, devleti tutmak ve ilerletmek bakımından Türk şuurunun daima uyanık bulun­masına yardımcı olmuştur. Bu şuur, başta hükümdar ailesi olan Büyük Selçuklu hanedanında da yaşıyordu. İç idare teşkilatının, yerli devlet adamları tarafından tedvir edildiği bu Türk devle­tinde de halkı sevk ve idare etmek için, hükümet ile teb’a arasındaki yazılarda, kısmen Farsça ve Arapça kullanılması zaruri olmasına mukabil Türkçe, hükümdar ve ailelerinin saraylarda, Türk nüfûsunun ve İmparatorluğun her tarafına dağılmış muazzam bir yekûna varan Türk askeri kuvvetlerinin, her yerde konuştuğu dil idi. Türklerin daha önceleri kendilerine mahsus yazıları ve gelişmiş bir <edebî dilleri> olduğu halde, İslâm dinin tesiri ile, o çağda Kur'an dili olduğu için yaygın bulunan Arapça’nın ve esasen Türk Sultanla­rının himayesinde gelişen Farsça’nın yanında, Türk dilinin genelleşmemiş olması, İmparatorluğun özel niteliğinden doğduğu için, tabii karşılanmak gerekir. Ayrıca bu durum, Türkçe’nin biraz önce bahsettiğimiz hâkim zümre, Türk unsuru­nu tutmak ve birbirine yaklaştırmaktan ibaret tarihî vazifesini ifaya halel getirmemiş, Selçuklu Türklüğü, dillerini unutarak, Çin'de Tabgaçların, Hıristiyan muhitinde Macarlar Tuna Bulgarlarının akıbetine uğramadılar. Aksine, bilhassa B.Selçuklu İmparatorluğunun batı sınırlarına sevk edilen Türkmen kütleleri sayesinde, Türkçe, tedricen Anadolu'da tek hâkim konuşma ve edebiyat dili olmuştur.

Büyük Selçuklu zamanında da Türkçe’nin ehemmiyetini gösteren vesikalar vardır. Bunlardan biri 1074 yılında Bağdad'da, Türk dilcisi Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan <Divân lügat al-Türk>tür ki, müellif bu kitabını Türk olmayanla­rın Türkçe’yi öğrenme ihtiyaçlarını karşılamak üzere yazdığını kaydeder. Kaşgârlı Mahmud'un, Buhârâ’lı ve Nişâpur’lu iki hadis âliminden duyarak, zaptettiği: <Türk dilini öğreniniz, çünkü onların uzun Saltanatı var> mealindeki hadis de ayrıca devrin dikkate şayan bir görüşünü yaymaktadır. Türk sözünün, <olgunluk çağı> mânasına geldiğini ifâde eden Kaşgârlı Mahmud'un bunları yazarken bir Türk olarak duyduğu üstün­lük, yabancılardan İbn Hassul gibi devlet adamları, Sa'alibi ve Gazzi gibi şairler tarafından da ifâde edildiğine göre, o zamanki Türk toplumuna hâkim bulunan atılımcı  Ruh iyice anlaşılır.

Bunun dışında eski Türk ananeleri, örf ve âdetlerinden çoğu Selçuklular arasında devam ediyor idi. Ok ve yay işaretlerinin daha ziyade, Selçukluların imparatorluk devirlerinde kullanılmış gibi görünmekle beraber, Anadolu Selçuklularında da bağlılık, uyumluluk alâmeti olarak, var olduğuna dair kayıt­lar bulunmaktadır.

Kökleri eski Türk İllerinde saklı olan, kadına değer verilmesi, ona erkekten farklı olarak cemiyette mevkî ve devlet işlerinde rol verilmesi de Selçuklu Türkleri tarafından Şark-İslâm dünyasına getirilen sosyal yeniliklerden idi. Eski Türklerde hatun kraliçe, İmparatoriçe manasına gelir idi. Tuğrul Beyin eşinin, bu Büyük Selçuklu Sultanı üzerindeki nüfuz ve otoritesini, onaylamayan İran Veziri Nizam al-Mülkün karşıt önerilerine rağmen, Türk saraylarında Hatunlar söz sahibi olmuş, cemiyetlerde Türk kadınları yine görülmüş ve bilhassa Türkmen kadınları, erkekler ile birlikte, seferlere çıkmış ve savaşlara katılmışlardır.

Selçuklu siyaseti, hemen her devletin egemen olduğu yerde siyasi birliği kurmak mecburiyeti dolayısıyla bir özelik taşımayan bu icraat dışında, kendisine has bir çehre ile ortaya çıkan iki ana yön takip etmiştir ki, İmparatorluğun sürat­le gelişmesi ve yükselmesi bakımından, şimdiye kadar saydık­larımız ile aynı derecede önemli bu siyâsî yönlenmelerden biri: Şiilik ile mücâdele, diğeri: Türkmen göçlerinin sevk ve idaresi olmuştur. Öncelikle, Şiiliğe cephe almanın, Selçuklu Devletindeki lâiklik anlayışına zıt bir tutum olmadı­ğını belirtmek lâzımdır.

Selçuklu siyasetinde ikinci ana çizginin, Türkmen göçlerini sevk ve idare olduğunu söylemiştik. Oğuzlar’ın diğer bir adı da Türkmen olduğuna göre, Selçuk ve oğulları, devletin kurucula­rı olan Tuğrul ve Çağrı Beyler, Kutalmış ve İbrahim Yınal’lar aslında birer Türkmen Beyi idiler. Fetihlerin artması ile devlet sınırlarının genişlediği ve Müslüman muhitinde mülkî idare­nin başında bulunan İranlı Vezirlerin öncülüğü ile Selçuklu İmparatorluğu idarî, malî, askerî yapılanma bakımından İslâmi hüviyet kazanarak bir Oğuz devletinden ziyade, bir İslâm-Türk İmparatorluğu şeklinde gelişmeye başladığı sıralarda, Selçuklu hükümdarları da, birer Türk başbuğu olmaktan çıkıp, türlü öğelere dayalı <İslâm Sultanları> haline gelmeleri dolayısıyla, önceleri kendileri için yegâne dayanak teşkil eden Oğuzları, ikinci plâna atmak zorunluluğunda kalmışlardı.

Aslında, Dandanakan Zaferinden itibaren, İmparatorluğun en geniş hudutlarına ulaştığı zamana kadar, Beyleri ve reislerinin idaresi altında, sonsuz fedâkârlıklar ile İran, Kirman, Oman, Sîstan, Irak-ı Acem, Irak-ı Arap, Azerbaycan, doğu Anadolu, El Cezire, Bahreyn, Hicaz, Yemen, Suriye ve nihayet orta ve batı Anadolu’yu zapt etmek suretiyle, B. Selçuklu İmparatorluk’ un kuruluşunda ve azamet kazanmasında en büyük pay sahipleri olan Türkmenlerin <Devle­te çıkardıkları müşkülat>, ardı arkası kesilmeksizin Orta Asya’dan, Selçuklular için insan gücü deposu vazifesini gören, Oğuz Bozkırlarından kütleler halinde göç ettikleri bu soydaş devlet topraklarında, kendilerine yurt, yaylak ve kışlak arama­larından ibaretti. Yeni gelenler de, pek kuvvetli bir olasılık ile Mâverâünnehir ve İran’a inmiş olan Selçuklular gibi, asıl yurtlarında nüfus kalabalığı ve mera darlığı yüzünden düştükleri sıkıntıyı gidermek maksadını güdüyorlardı. Bunun için Müslüman oluyorlar ve batı istikametinde harekete geçiyorlar, üstelik Selçuklu sahasında mevcut devlet nizamının himayesinde, kendi emniyetlerini de sağlamış bulunuyorlardı. Devamlı olarak İmparatorluğun kendileri için elverişli bölgeleri­ni dolduran ve büyük çoğunluğunu Oğuzların teşkil ettiği bu kalabalık Türk kütlelerini, Selçuklu idaresi, pek isabetli bir görüş ile Anadolu'ya, Bizans sınırlarına sevk etmiştir ki, böylece Bozkırlı Türkler bakımından fevkalade çekici, tabii coğrafya ve iklim şartlarına sahip Anadolu'nun, gelecekte kolay­ca ele geçirilebilecek bir derecede yıpratılmasına zemin hazırlanmıştır. Aynı zamanda İslâm aleminin mağlûp edilmez eski düşmanı Bizans İmparatorluğunu, bir daha dönmemek üzere gelerek, yerleşme mecburiyeti ve yurt kurma heyecanı ile çarpışan cesur Türkmen kütlelerinin fasıla­sız darbeleri altında çöktürmek için, en mühim fırsat elde edil­miş oluyordu. Azerbaycan'da toplanıp Malazgirt Zaferini müteakip, Van gölünden Gürcistan'a kadar açılan Bizans müdâfaa gediğinden yelpaze gibi, Anadolu içlerine yayılan Türkmenlerin, bu kıtadaki süratli başarılarını kolaylaştıran başka şartlar da var idi. Evvelâ, tâ Abbasi İmparatorluğu zama­nından beri, Bizans-İslâm mücadeleleri devamınca çok yıpranmaya uğramış Anadolu, Bizans’taki iç anlaşmazlıklar yüzünden, ihmâl edilmiş, XI. yy’ın ikinci yarısında, Feodal Beyler’in büyük baskısı ve soygunculuğu ahaliyi tedirgin etmiş, devamlı savaşlardan usanmış olan ve üstelik ağır vergiler ödemeye mecbur tutulan köylü, takatsiz düşmüş ve nüfus seyrekleşmiş idi. Bizans kuvvetleri büyük şehir garnizonlarında oturuyor, halk ile ilgilenmeyip, fırsat buldukça kendini İmparator ilân eden Generallerin emrinde bulunuyor, buna karşın, Bizans İmparatorları Türk akınlarını, daha çok ücretli Frank askerleriyle durdurmaya çalışıyorlardı. Bundan başka, özellikle doğu Anadolu bölgesinde sakin Ermeni, Süryâni ve Pavlikyan nüfus da Bizans’tan hoşnut değil idi. Bizans’ın Gregoriyen Ermeniler ile Râfizî Hıristiyan Pavlikyan’ları ve Süryanileri dini baskı altına alması, Ortodoks mezhebini, bu zümrelere zorla kabul ettirmek için şiddet kullanması, din ve mezhep serbestli­ği tanıyan Türklerin yayılma harekâtını kolaylaştırmış ve nihayet, aynı zamanda Balkanlarda meşgul bulunan Bizans İmparatorluğu, Selçuklu baskısı karşısında âciz duruma düşerek Malazgirt'te bütün mukavemeti kırılınca, İmparator Mikhail VII. Ducas (1071–1078), zâten ahalisi azalmış Anadolu’da geri kalan Rum nüfûsun mühim bir kısmını Balkanlara nakletmiş idi. Bu suretle, müstahkem kalelere, surlar ile çevrili kasabalara sığın­mış olan Rumlar ve kısmen de Ermeniler dışında, nüfustan hâli bulunan Anadolu’ya yönelen kalabalık Türk göçleri, daha da artmış ve bu Oğuz akınlarını durdurmak isteyip de muvaffak olamayan, Büyük Selçuklu Sultanı, Sultan Melik Şahın oğlu, Muizzüddin Ebul Haris Sencer' in (1118–1157) Oğuzlara mağlubiyeti ve esareti peşi sıra, tekrarlanmıştır.

Anadolu'ya büyük ölçüde bir muhaceret dalgası da, XIII. arsın ilk çeyreğinde, Moğollar’ın şark İslâm ülkelerini istilası üzerine gelmiştir. Selçuklu İmparatorluk’ un bir göç ve yerleştirme siyaseti olarak tatbike başladığı Türkmen göçleri, böylece daha sonra da devam ederek, Azerbaycan, Elcezire, Kuzey Suriye ve bilhassa Anadolu'nun Türkleşmesini sağlamış ve Haçlı seferle­ri tahribatından faydalanmak üzere harekete geçtiğini gördüğümüz Bizans İmparatoru Manuel'in, Myriokephalon’da (1176), yine Anadolu Selçuklu ordusunu meydana getiren Türkmen kuvvetleri sayesinde, Sultan Kılıçarslan II. tarafından, mağlûbiyete uğratılması, bu kıtayı tamamı ile bir Türk yurdu haline   getirmiş, Anadolu, o zamandan  itibaren <TÜRKİYE> adını almıştır.

Çok az bir kısmı bugünkü Türkmenistan topraklarında kalıp büyük çoğunluğu Selçuklu İmparatorluğuna göçtükleri için Anadolu'ya sevk ve iskân edilen Türk zümreleri, Kaşgâr’lı Mahmut’un kaydettiği Oğuz oymakları cetveline göre Selçuklu hanedanının mensup bulunduğu Kınıklar, Kayılar, Bayındırlar, Bayındır oymağının bir kolu olduğu rivayet edilen Baraklar, Yivalar, Salurlar, Avşarlar, Beğdililer, Büğdüzler, Bayatlar, Yazırlar, Karabölükler, Alkabölükler, Dodurgalar, Döğerler, İğdirler, Peçenekler, Çavuldurlar, Çepniler, Çaruklular ve diğer Oğuz oymakları yani Karkınlar, Kızıklar, Yaparlılar, Eymirliler, Kıpçaklardan bir kısım ile Karluklardan bir kısım ve Hârizmliler’dir.

Anadolu'nun dili, örf ve adeti, ananeleri ile Türkleşmesini oluşturan topluluklar Balkanlara da geçmiştir ki, Türkmen Şeyhi Sarı Saltuk Dede ile Dobruca'ya gidenler bunlardandır. (Balkanları Türkleştiren asıl büyük topluluklar sonraki tarihlerde, Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmed’in döneminde, Lârende’den göçe zorlanan Karaman boyuna mensup oymak, aşiret ve cemaatlerden oluşmaktadır).

Ve ayrıca hâlâ aynı bölgelerde yaşayan ve Türkçe konuşan Hıristiyan Gagavuzların, Bizans’a sığınan Selçuklu Sultanı Keykâvus II. ile birlikte, Rumeli’ye gönderilen Türkler’ in torunları oldukları tahmin edilmektedir.

Anadolu'ya geldikleri zaman da önce ovaları, vadileri ve yaylaları işgal eden Türk oymakları, tedricen kaleleri almışlar ve surlar ile çevrili şehirlere, askeri ve ekonomik bakımlardan önemli merkezlere de nüfûz ederek, oralarda bağımsız Beylikler kurmuşlardır. Malazgirt zaferini takip eden yıllarda Doğu Anadolu'da kurulup yeni vatanda Türk siyasi birliğini tesise çalışan Anadolu Selçuklu Sultanlarını uzun zaman uğraştıran bu Türkmen devletleri şunlardır:

Oğuzların Kayı veya Döğer oymağından Kudüs, Hısn-keyfâ,

Mardin ve Harputta: ARTUKLULAR  ( 1098-1234 ).

Sivas ve Malatya'da DANİŞMENTLİLER (1092-1178).

Erzincan,Kemah, Divriği: MENGÜCÜKLÜLER(1118-1252).

Erzurum:SALTUKLULAR(1092-1202);AHLATŞAHLARI(1100 -1207)

Diyarbakır' da : İNAL ve NİSANOĞULLARI (1103-1183 ). İZMİR Beyliği (1081-1097)  ve  EFES BEYLİĞİ (1081-1097)

XIII. asrın ikinci yarısından itibaren, Anadolu Selçuklu devleti Moğol baskısı altında inkıraza sürüklendiği sırada, yine çeşitli Türkmen kütlelerinin desteğiyle orta, kuzey ve batı Anadolu'da müteaddit Beylikler kurulmuştur:

Sinop'ta PERVANE oğulları (1265-1322), Afyonkarahisar’ da SAHİP-ATA oğulları (1277-1341), Balıkesir'de DANİŞMENDLİ ailesi tarafından kurulan KARASİ oğulları (1293-1359), Kütahya'da GERMİYAN oğulları (1302-1429), Aydın'da AYDIN oğulları (1308-1425), Manisa'da Harizmli Türkmenler tarafından kurulduğu tahmin edilen SARUHAN oğulları (1313-1410), Muğla'da MENTEŞE oğulları (1282-1424), Eğridir ve Antalya'da HAMİD oğulları (1300-1423), Beyşehir'de EŞREF oğulları (1284-1325), Denizli'de İNANÇ oğulları(1277-1390), Kastamonu'da CANDAR oğulları (1309-1462), Maraşta DULKADİR oğulları (1337-1521), Adana'da RAMAZAN oğul­ları (1353-1608), Kayseri'de ERATNA veya ERTANA (1343-1381) ve Sivas'ta KADI BURHAN ED-DİN tarafından kurulan (1381-1393) beylikler.

Karaman ve Konya'da Avşar ve Salur Oymaklarından Karamanlı Türkmenlerinin kurduğu KARAMANOĞULLARI (1228-1515), BAYINDIR oymağı Beylerinin kurdukları AKKOYUNLU ve kurucularının YİVA oymağına mensup oldukları tahmin edilen KARAKOYUNLU devleti.

Selçuklu İmparatorluğunun genişleyerek azametli bir hal almasında daima sınır boylarında <uç> bulunmak, gerekince devleti korumak, fakat daha ziyada Türk hakimiyetine yeni ülkeler açmak üzere, mühim olduğu kadar, tehlikeli vazifeyi cesaretle taahhüt ve ifâ etmek suretiyle, başta rol oynadığını gördüğümüz Türkmen kütlelerinin batı sınırlarına doğru muntazam sevk edilmesinde beliren Selçuklu siyaseti, İmpa­ratorluğun en tesirli ve en devamlı, bundan dolayı da tarihi bakımdan, en ehemmiyetli hususiyetini teşkil ettiği böylece anlaşılmaktadır. Nihayet bu büyük tarihi netice, Türkmen Kayı oymağına mensup Osmanlı hanedanı tarafından, Anadolu'da beylik ve devletler birer birer ortadan kaldırılarak ve toprakları merkeze bağlanarak, fevkalâde ustaca bir siya­set ile değerlendirilmiş ve Anadolu ile Oğuzların ve diğer Türklerin yayıldığı sahalar Anavatan olmak üzere, cihan tarihi­nin en büyük İmparatorluklarından biri kurulmuştur.

Türkiye’nin her tarafından Oğuz ve başka Türk adlarını taşıyan köy, kasaba, arazi yer isimlerinin de gösterdiği üzere bugünkü Anadolu halkı, Türkmenlerin ve onlarla birlikte gelen Türk boylarının ahfadı olduğu gibi, Selçukluların kuruluşu ile başlayan ve daha sonraları tekrarlanan göçlerin yayıldığı batı ve güney İran, Kafkaslar, Elcezire, Irak ve Suriye topraklarında da bu Türk ve Türkmen nesilleri halen yaşamak­ta devam etmektedirler."

Büyük Selçukluları takip eden Anadolu Selçukluları’ndan sonraki Beylikler döneminde, XIII. asrın ilk çeyreğinden itiba­ren kurulmuş bulunan emaret, saltanat ve beylikler içerisinde en güçlüsü, en etkilisi ve en uzun ömürlüsü Karamanoğulları Beyliği’dir.

Ermenek mıntıkasına yerleştikleri 1228 tarihinden, Karamanoğlu Mustafa'da Saltanatın sona erdiği 1513 senesine kadar 285 yıl <Anadolu Türkiye'si>'nin gerçek sahipliğini yapmış­lardır. Bu süre, I. Mesud ile 1116   başlayıp, II. Gıyaseddin Mesud'la 1308'de sona eren 192 yıllık Anadolu Selçuklu Saltanatından çok uzundur. Hatta, bir kısım tarihçile­rin yaptığı gibi, Anadolu Selçuklularının başlangıcını öne alıp, 1077-1308 kabul ederek, 231 yıla çıksanız, Karamanoğulları’nın hükümranlıklarından geride kaldığını görürsünüz.

Karamanoğulları, başından sonuna Türkçe, İslâm’ca, Halk’ça, İlim’ce, İrfan’ca gerçek manâda hükümranlık sürerek 285 yıl devlet olmuşlardır.

Sadece, Rum, Ermeni, Bizanslı değil Moğol, İranlı, Memlûklu, Cenevizli veya Pontus,  Tatar, Nasrani, Süryani hatta Türklüğünü unutup kendisini Arap veya Acem sanan ve Türk’e cephe alan herhangi bir toplum, karşılarında daima Karamanoğulları’nı bulmuşlardır.

XIII. asırdan sonra Anadolu'da kurulmuş bütün Beyliklerin Karamanoğulları’nı takip etmesi dikkat çekici­dir, ama tesadüf eseri değildir. <Karaman Şehnamesi>’nde pek çok bölümde, bu Beyliklerin başında bulunan aile atalarının, ta Karamanoğulları’nın kuruluş yıllarında Karaman askeri birliklerinde kumandanlık yapan Aydın, Menteş, Hamit gibi Beyle­rin oğulları veya aile fertleri olduğu görülür. Turgut, Bayburt, Ertena ve Eşrefoğulları için de durum aynıdır.

Hatta daha da ötesinde Saruhan oğullarını, Teke oğullarını ve diğer Anadolu Beylikleri’ni de bu listeye ekleyebilirsiniz. İlk kuruluşunda Osmanlı’nın elinden tutan, ona tabl-u alem ile beylik izni veren, din, bilim, askerlik, sosyal ve ekonomik her konuda el uzatan, Karaman’dan Osmanlı’ya < Beyin göçü > köprüsü kuran Karamanoğulları’dır.

Karamanoğlu Mehmetbey’in, Konya fethi ve Türkçe’yi devlet dili ilân eden fermanından sonra bütün Anadolu'yu karış karış gezip, Beyliklere ayrı ayrı düzen vermesi önemli bir olaydır. [A01/44-47] Bu Beyliklerden bir çoğunu, XIV.-XV. yy'lar içerisinde Karamanoğulları’nın Selçuklular’la, Moğollar veya İlhanlılar’la, hatta Osmanlılar’la mücadelelerinde, Karamanlılar’ın yanında yer aldıklarını görürüz. Veya aynı beyliklerin dar günlerinde, Karamanoğlu’nun bu beyliklere yardıma koştuğu­nu tespit ediyoruz. Daha sonra gelecek satırlarda, olayların akışı içinde konu­yu daha kesin ve belgeleyerek göstereceğiz. Bu gerçeklere açıklık getirmek zorundayız. Görmezden gelmemiz, Türkiye tarihine önem vermemek anlamını taşır. Bu ise soy ve sopumuza, yaşayan bugünkü kuşağa saygı duymamak anlamına gelir. Gerçekleri aramak, bulmak tarihçinin en önde gelen görevidir diyorum.

Karamanoğulları’nı daha detaylı anlatmadan önce, Anadolu çevresindeki gezintimizi XI.yy.’dan XII, XIII, XIV.yy başlarına kadar uzatalım.

Bizans ve Büyük Selçuklu İmparatorlukları, Abbasi ve Fatimî Halifelikleri, onları takiben Mısır'da Eyyübîler, Memlükler, kendilerini Sasaniler’in devamı sayan Büveyh oğulları, Türkiye Selçukluları, Türkçe’yi terk ettikleri için zamanla Türklüklerini unutmuş gözüken Suriye ve Irak, İran Selçukluları Ortadoğu da vakit vakit parlayıp sönmüşler, iz bırakmışlar fakat yine de tarih sahnesinden silinmekten kendilerini kurtaramamışlardır.

Kronolojik sıralamada belirtmiş bulunmamıza rağmen, önemli olayları, burada tekrar etmemizde yarar görüyorum.

Selçuklular,24/5/1040, Dandanakan'da Gaznelileri yendi.

Selçuk Sultanı Tuğrul, 1054'de Muradiye ve Erciş'i fethetti,

Tuğrul Bey’den sonra Eylül 1063'te Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın, Şubat 1064'te Azerbaycan’dan Anadolu’ya yürümesi esnasında Ermeni ve Gürcü topraklarını alarak, Malatya'ya kadar bütün Bizans kalelerini fethetmesi,

Alparslan'ın 26 Ağustos 1071 Malazgirt zaferi,

Ağustos 1096'da Anadolu toprağına ayak basan Avrupalıların I. Haçlı Seferi ve bu sefere katılanların, Eylül 1096'da Selçuklu Sultanı I. Kılıçarslan’ın kardeşi, Davut Arslan tarafından silinip, yok edilmesi.

II. Haçlı Seferine katılan Avrupa karmasının, Mayıs 1097de Anadolu Selçuklu başkenti önünde görülmeleri.

10 Mart 1098’de Urfa’nın, 30 Haziran 1098’de Antakya'nın, 15 Temmuz 1099’da Kudüs'ün Haçlılar tarafından işgali,

Aralık 1144’de Irak ve Suriye Türk Atabek’i İmamettin Zengi’nin, Haçlılar’ın kurduğu Urfa Kontluğuna son vermesi,

Haçlıların 1149'da ülkelerine geri dönmeleri,

1164 ve 1171'de Zengî’nin oğlu Suriye Türk Atabeki Nureddin Mahmud'un, Mısır Fatimi Halifeliğine son vermesi.

Nureddin Mahmud'un ölümü, kumandanı Selâhaddin Eyyubî Mısır'da bağımsız Eyyubî Devleti’ni kurup, 3 Temmuz 1187'de Haçlıları yenerek Kudüs Haçlı Krallığına son vermesi,

Avrupa'da yeniden toplanan II. Haçlı ordusunun 1190 yılında Türkiye Selçuklu hudutlarını aşması,

Fredrick Barbaros'un Silifke Çayı’nda boğulması. (1190),

Deniz yoluyla Sicilya ve Kıbrıs üzerinden gelen Haçlıların, Temmuz 1191'de Suriye’de  Akkâ liman şehrini işgal etmeleri

Selâhaddin Eyyübi'nin 1192'de ölümü.

IV. Haçlı ordusunun Nisan 1204'de İstanbul'u işgal ederek Lâtin İmparatorluğunu kurması, Ortadoğu’daki önemli kilometre taşları olarak gözümüze çarpar.

1270 yılına kadar Anadolu çevresine beş haçlı seferi daha düzenlenmiş, hepsi de Avrupalıların yenilip Ortadoğu’yu terk etmeleri ile sonuçlanmıştır.

Bu tarihleri takip eden yıllarda Mısır'da, Eyyubîler’in salta­natı bitmeye yüz tutmuş, 1228'de Akkoyunlular, Diyarbakır Eyyubîler’ini, Türk Resulleri de Yemen Eyyubîler’ini ortadan kaldırmışlardır.1245 de Elcezire, 1260'da Halep ve Şam Eyyubîler’i Moğol baskısına girerek sona ermişlerdir.

Eyyubîler’in yerinde, Mısır'da Türk Memlûkları kurulmuş­tur. İzzeddin Aybek et-Türkmanî 1250-1257 yılları arasında [A 20/VII/689] ilk Türk Memlûk hükümdarı olarak görev başındadır. İzzeddin Aybek 1251'de Suriye Eyyubîler’ini yener. 1257'de ölümünden sonra yerine oğlu Nureddin Ali hükümdar olursa da, Kasım 1259 tarihinde yerine Seyfeddin Kutuz getirilir. Kutuz, 12 Eylül 1260'ta Moğollar’ı yenilgiye uğratır, fakat Bahrî emirlerinden Baybars tarafından öldürülür ve Ekim 1260'da Baybars'a Meliküzzahir unvanı verilerek Memlûklu Sultanı ilân edilir. Baybars başarılıdır.

İran Moğol'u, İlhanlı Hülâgu'nun oğlu Abaka'nın, Haçlılarla birleşik ordusunu da 1271'de bozguna uğratır.

O yıllarda Moğollar, Anadolu için felâket sembolüdür.

Özellikle, Moğolların baskısı altında her geçen gün yıkılmaya yaklaşan Anadolu Selçuklu Devleti tahtında, 1262-1266 yılla­rı arasında IV. Rukneddin Kılıçarslan, 1266-1283 arasında III. Gıyaseddin Keyhusrev bulunmaktadır.

Aynı yıllarda Karamanoğlu Mehmetbey 1271-1281 tarihleri içerisinde Karaman Beyliği’nin başındadır.

Anadolu Türk Tarihinin kaderinde, bu 10-15 yıllık dönem, pek çok şeyin alt-üst olduğu, yeniden düzenlendiği veya <sil baştan> yeniden yazılacağı bir <Dörtyol> ağzıdır. Dört yolun birleştiği, kesiştiği, ayrılıp yeniden düzenlenme­ye uğradığı bir <Kader Kavşağı>dır.

Bir tarafta Moğollar, diğer tarafta Memlûklar ve Sultan Baybars, öteki tarafta Anadolu Selçukluları, diğerinde Karamanoğulları.

Bu kader Kavşağının tam merkezinde, tarihe şekil veren bir büyük insan: Karamanoğlu Mehmetbey.

Şimdi konumuza biraz daha yaklaşmak için önce, çok net ve kısa çizgilerle Moğollara değineceğim. Selçuklular ve Karamanoğulları’nı bu kavşağa getiren olayları kronolojik özet şeklinde anlatacağım.

En sonunda yine bu kader kavşağının ortasına Karamanoğlu Mehmetbey'in şehadetini resmetmeye çalışacağım

***

MOĞOLLAR:

Tarihçiler, Moğolların XI. yy.dan önceki yaşamlarını <Proto Moğollar> adı altında toplayıp, fazla önemsemeden geçiştirir­ler.

İlk defa XI.yy.da, Moğolistan'ın doğu bölgesinde KAYDU Han bir devlet kurdu. XII.yy.da Tatarlar bu devleti yıktılar.

1206 senesinde, Temuçin (Cengiz Han) Moğol Krallığını tekrar kurdu ve kendisine Kağan veya Kaan unvanı verildi. Çok geniş topraklarını, 1227 tarihinde vuku bulacak ölümün­den önce, dört oğlu arasında paylaştırdı:

Cuci (Cusia veya Diusu) adlı büyük oğluna: İrtiş'in batısındaki Stepleri verdi. Cuci babasından önce vefat etti

İkinci oğul Çağatay: Aral Deniz’ inden, Hani'ye uzanan ve adına <Kara Kitap> dedikleri stepleri;

Üçüncü oğul Ögeday: Balkaş steplerini;

Küçük oğul Tuli (Toluy): Moğol ülkelerini almış oldular.

Ve 1227 : Temuçin adıyla da anılan CENGİZ HAN öldü.

Moğol Prensleri birleşip Cengiz Han'ın üçüncü oğlu Ögeday'ı 1229'da Büyük Han-Hakan-Kaan seçtiler. Ögeday 1241 yılına kadar Büyük Hanlık görevini yerine getirdi.

Böylece Moğol İmparatorluğu, XIII. yy'ın ilk yarısında dört ayrı bölgede karşımıza çıkmaktadır.

Babası Cengiz Han'dan birkaç ay önce ölen Cuci'nin, sonrala­rı Kıpçak Hanlığı adını alacak ülkesi, iki oğlu Batuhan ve Berke (Orda ) Han'a verildi. Küçük oğul Batuhan, Altın Göçerler, Altınorda (yahut Altınordu) devletini kuracak... Aşağı Volga başkent olmak üzere Doğu Avrupa'dan Kafkaslara uzanan ülkede, çoğunluğu teşkil eden Müslüman Türklerden dolayı, <İslâmiyet> hâkim din kabul edildiği gibi, Moğol dili terk edilerek, yerini Türkçe’ye bırakacaktır.

Batuhan, Moğol seferinde (1236) komutanlık görevindeydi.

1237de Karadeniz ve Hazar'ın kuzeyini,1239’da Bulgar, Kıpçak ve Macar memleketlerini aldı. 1240'ta, Kiev'i yağmaladı.

Amcası Büyük Han Ögeday 1241'de ölünce, Batuhan başla­dığı Balkan seferini durdurdu.

Büyük Han Ögeday'ın ölümünden sonra, 1246'ya kadar Moğol Büyük Hanlığını karısı Töregene, naip olarak yürüttü.

1246'da Ögeday'ın büyük oğlu Güyük (Göyük yahut Küyük), annesinin de desteğiyle Moğol Büyük Hanı seçildi.

Güyük Han, Milâdî 428 senesinde İstanbul patriği Mestorius'un. "İnsanın tanrı sayılamayacağı, annesi Meryem'in de Tanrı anası kabul edilemeyeceği" fikrinden ilham alarak kurduğu <Nastûrî’lik veya Nestûrî’lik> mezhebinden etkilenerek, çevresine Hıristiyan danışmanları toplamıştı. Bu davranış, Batuhan'ın sert tepkisine yol açtı. Bu yüzden araları açıldı. Göynük Han, .Batuhan'la savaşmak için sefere çıkarken 1248'de Semerkand şehrinde öldü.

Büyük Hanlığa, 1249 tarihinde Cengiz' in torunu ve Toluy' un oğlu Mönkge (Mengü veya Möngke) seçildi.

Mengü Han seçilişini takiben kardeşi Kubilay'a Çin'in, diğer kardeşi Hülâgu'ya İran'ın fethedilmesi görevini verdi.

Hülâgu, 1256'da İran'ı fethetti. Orada İlhanlılar (İlhanî’ler) adı altında bir Moğol devleti kurdu. Böylece Moğolların İran kolu ortaya çıktı. 1258'de Bağdat'ı zapt ederek, Abbasi Halifeliğini sona erdirdi. 1259'da Şam ve Haleb'i alarak hem Akdeniz'e ulaştı, hem de Memlûk Sultanlığı ve Baybars'a karşı hasım durumuna düştü.

Çin fethine gönderilen Kubilay Han, 1259 tarihinde Çini ele geçirdi. Başkentini Karakurum'dan Hanbalık (Dadu-Pekin)'e taşıdı. 1271 de Tang Hanedanlığına son vererek, Yuan adıyla yeni bir Hanedanlık kurup Çin yönetimini bu Hanedanlığa verdi. Yuan Hanedanlığı, 1368 senesine kadar Çin'de hüküm sürmeye devam etmiştir. Yuan Hanedanlığının kurulması ile Moğolların doğu kanadı yani Çin hükümranlığı ortaya çıktı.

Kubilay'ın Çin'i işgali sırasında 1259 tarihinde Büyük Han Mengü ölmüştü. Yeni Büyük Han seçilmek için kendi kardeşi Arık Boğa'nın el altından çalışmalar yaptığını haber alınca, 1260 nisanında, Moğolistan'a ulaştı ve 5 Mayıs 1260'ta kendisi­ni Büyük Han seçtirdi. Kardeşi Arık Boğa da, ayrı bir kurultay toplayıp Kağan seçilmişse de Kubilay, 1264'te onu yenilgiye uğratıp, Büyük Hanlığını zorla kardeşine kabul ettirmiş oldu. Kubilay'ın Büyük Hanlığı 1264 yılına kadar devam etti.

Altın Ordu devletinin kurucusu ve ilk başbuğu Batuhan'ın iktidarı 1256 daki vefatınadek başarılı devam etti. Ölümünden sonra Altın Ordu Devleti Hanlığına, Batuhan'ın ağabeyi Berke Han getirildi. Bu da Müslüman idi.

Berke Han Azerbaycan'a sefer düzenleyerek zaptedince, İran'da hüküm süren İlhanlı Moğol Hülâgü ile arası açıldı. Cengiz' in iki torunu olan iki kuzen, birbirleriyle düşman oldular.Berke Han Hülâgu'nun hasmı pozisyonundaki Memlüklu'larla ve Sultan I. Baybars ile anlaştı.

Hülagü ve Berke Han'ın dargınlıkları sonucu, her ikisi de Moğol olan Altın Ordu ve İlhanlı çekişmesi yüz yıl sürmüştür.

 

***

MOĞOLUN  İRAN KOLU ( İLHANLILAR )

TÜLİHAN

TÜLİHAN

 


Büyük Mengü                            Hülagu (Şaman)               Kubilay Han

 

    

      Teküdar Ahmet         Abaka (Şaman)   ( 14 Oğul )

       ( 1282-1284 )                               

MOĞOLLAR:

Tarihçiler, Moğolların XI. yy.dan önceki yaşamlarını <Proto Moğollar> adı altında toplayıp, fazla önemsemeden geçiştirir­ler.

İlk defa XI.yy.da, Moğolistan'ın doğu bölgesinde KAYDU Han bir devlet kurdu. XII.yy.da Tatarlar bu devleti yıktılar.1206 senesinde, Temuçin (Cengiz Han) Moğol Krallığını tekrar kurdu ve kendisine Kağan veya Kaan unvanı verildi. Çok geniş topraklarını, 1227 tarihinde vuku bulacak ölümün­den önce, dört oğlu

Kâlhanoğulları

Şirvan Hanları

Alparslan Han

İbrahim Han

Sadeddin Bey (Kardeşi İmameddin)

 

Gündüz Alp

Ertuğrul Bey ( Öl:1281 )

1-Nure Sufi          ( 1228-1255 )

 

 

2-Kerimüddin Karaman (1255-1263)

1255

 

3-Karamanoğlu Mehmedbey (1271-281)

1271

 

4-Güneri Bey                    (1281-1300 )

1281

1- Osman Gazi      (1281-1324)

5-Bedreddin Mahmud          (1300-1310)

1300

 

6-Yahşi Bey                (1310-1312)

1310

 

7- Bedreddin Musa 1.kez  ( 1312-1318)

1312

 

8-Sultan Bedreddin İbrahim (1318-1333)

1318

 

 

1320

2-Orhan Gazi   (1324-1362)

9-Sultan Mirza Halil   (1333-1340)

1333

 

10- S.Fahreddin Ahmed  (1340-1350)

1340

 

11-Sultan Şemseddin   (1350-1352)

1350

 

12-S.Burhaneddin Musa 2.kez (1352-1356)

1352

 

13-S.Seyfeddin Süleyman (1356-1361)

1356

 

14-Sultan Alâaddin Ali      (1361-1398)

1361

3-S.Murad Hüdâvendigâr  (1362-1389)

 

1390

4-Yıldırım Bayezid (1389-1402)

15-Sultan II. Mehmed    (1398-1428)

1398

 

 

1400

5-Çelebi Mehmed  (1402-1421)

 

1420

6-Sultan II. Murad (1421-1451)

16.Sultan II. İbrahim     (1423-1464)

1423

 

 

1450

7-Fatih Sultan Mehmed  (1451-1481)

17-Sultan İshak    (1464-1466)

1464

 

18-Sultan Pir Ahmed    (1466-1472)

1466

 

19-Sultan Kasım Bey   (1472-1483)

1472

 

 

1480

8- Sultan II.Bayezid (1481-1512)

20. Damad Turgudoğlu Mahmud (1483-1488)

1483

 

21-Karamanoğlu Mustafa  (1488-1503)

1488

 

 

1512

9-Sultan Yavuz Selim  (1512-1520

 

1520

10-Kanuni S. Süleyman (1520-1566)