İRŞAD ŞİİRLERİ Bu bölüme aldığımız seçmeler, hiç şüphesiz Yûnus Emre’nin tasavvuf yolunda bütün merhaleleri aştıktan sonra bir “insan-ı kamil” sıfatiyle söylediği parçalardır. Bu parçalar mürşid ağzı iledir. ¾ 1 ¾ Bir şaha kul olmak gerek hergiz ma’zul olmaz ola Bir eşik yastanmak gerek kimse elden almaz ola Bir kuş olup uçmak gerek bir kenara geçmek gerek Bir şerbetden içmek gerek içenler ayılmaz ola Çevik bahrı olmak gerek bir denize dalmak gerek Bir gevher çıkarmak gerek hiç sarraflar bilmez ola Bir bahçeye girmek gerek hoş teferrüc kılmak gerek Bir gülü yaylamak gerek hergiz ol gül solmaz ola Kamil aşık olmak gerek ma’şukayı bulmak gerek Aşk oduna yanmak gerek ayruk oda yanmaz ola Yûnus imdi var dek otur yüzünü hazrete götür Özün gibi bir er getür hiç cihana gelmez ola ¾ 2 ¾ Erenlerin yolları inceden inceyimiş Süleyman’a yol kesen şol bir karıncayımış Ol karınca söyledi Süleyman’a yol dedi Karınca söylediği cevab alıncayımış Gönül aydur varayın yine tez gelem sana Gönlüm uyduğu bana dostu buluncayımış Götürmedi kimesne kimesnenin yükünü Güç götürürüm diyen eli erinceyimiş Kim kime nederise eğer hayr u eğer şer Allah verir cezasın gele yol inceyimiş Aşıkın gözü yaşı dün ü gün durmaz akar Aşık kan ağladığı ma’şuk soruncayımış Dört kitabın ma’nisin okudum tahsil ettim Işka gelicek gördüm bir uzun heceyimiş Ben dervişim diyenler hiç haram yemeyenler Haram yenmediği ele girinceyimiş Aydırlar filan öldü mülkiyle malı kaldı Ol malın irkildiği ıssı oluncayımış İlki kişi söyleşir Yûnus’u görsem diye Biri aydır ben gördüm bir aşık kocayımış ¾ 3 ¾ Ma’ni eri bu yolda melul olası değil Ma’ni duyan gönüller hergiz ölesi değil Ten fanidir can ölmez çün gitti geri gelmez Ölür ise ten ölür canlar ölesi değil Gevhersiz gönüllere yüz bin söz aydur isen Hak’tan nasib olmasa nasib olası değil Sakıngıl yarin gönlün sırçadır sımayasın Sırça sındıktan gerü bütün olası değil Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen Bin yıl orda durursa kendi dolası değil Şu Hızır ile İlyas ab-ı hayat içtiler Şu yüz yıllar içinde bunlar ölesi değil Yarattı Hak dünyayı Muhammed dostluğuna Dünyaya gelen gider baki kalası değil Yûnus gözün görürken çaresin eyleyigör Gelmedi orya varan geri gelesi değil ¾ 4 ¾ Aşık oldum erene ermek ile Hakkı buldum ben eri görmek ile Ere erdim ere buldum maksudum Bulamadım taşradan sormak ile Ne yere baktım ise er oturur Gönlün aldım yüz yere sürmek ile Hak’tan imiş canlara cümle nasib Olmaz imiş Ka’be’ye varmak ile Eşiğindir Ka’be bilirsensenin Bulamadım yol çekip varmak ile Beni gören bir pula saymaz idi Şimdi gören gösterir parmak ile Bir gül idim kıldı erenler nazar Deniz oldum dört yana ırmak ile Geldi ün Yûnus deyü durdum uru Gözüm açtım kulağım burmak ile ¾ 5 ¾ Hakk’ı nasıl bulasın hakk’a kul olmayınca Erenlerin eşiğinde yasdanıp yatmayınca Bir bağ ki viran ola içi dikenle dola Ayıtlamak neylesin od ile yanmayınca Issızlık u yabanda od mu bulunur onda Kavı taşı çakmağı bir yerde olmayınca Issızlıkta kalma sen odunu söndürme sen Kavı taşı çakmağı bir yerde olmayınca Issızlıkta kalma sen odunu söndürme sen Odu kaçan bulasın ocağa varmayınca Ol hakıykat güneşi doğar vahdet burcundan Şu’le vermez Yûnus’a hicaplar gitmeyince ¾ 6 ¾ Nideriz hayat suyun biz can yağmaya verdik Gevheri sarrafa ma’den yağmaya verdik Bizim il kaafilesi geçirmez her mataı Biz bunda uryan geldik dükkan yağmaya verdik Küfr ile iman dahı hicabumış bu yolda Safalaştık küfrile iman yağmaya verdik Sen ü ben olıcağız iş ikilikte kalır Usandık ikilikten sen ben yağmaya verdik Bizim pazarımızda yokluk olur sermaye Çün iş böyle hıridar güman yağmaya verdik Zühdile çok istedik hiç müyesser olmadı Terkedüben küllisin güman yağmaya verdik Yüz bin yıllık ömrile henüz kuşluk olmadı Geçtik bitmez sağıştan yeksan yağmaya verdik Payanla devrü zaman çok eğledi Yûnus’u Payansız devre erdik devren yağmaya verdik ¾ 7 ¾ Ma’ni evine dalduk vücud seyrini kılduk İki cihan seyrini cümle vücudda bulduk Bu çizginin gökleri tahtessera yerleri Yetmişbin hicapları cümle vücudda bulduk Yedi yer yedi göğü dağları denizleri Uçmağ ile tamuyu cümle vücudda bulduk Gece ile gündüzü gökde yedi yıldızı Levhde yazılı sözü cümle vücudda bulduk Musi ağduğı Tur’ı yohsa Beyt-ül Ma’muru İsrafil çalan suru cümle vücudda bulduk Yûnus’un sözleri hak, cümlemiz dedik saddak Kanda istersen anda Hak, cümle vücudda bulduk ¾ 8 ¾ Işk imamdır bize gönül cemaat Dost yüzü kıbledür daimdür salat Dost yüzün göricek şirk yağmalandı Anınçün kapuda kaldı şeriat Can secdeye vardı dost mihrabında Yüz yere uruban eder münacat Derildi beşimiz bir vakte geldi Beş bölük oluban kim kıla taat Münacak gibi vakt olmaz arada Ne güzindür bize dost ile halvet Kimse dinîne biz hilaf demezüz Din tamam olıcak doğar muhabbet Yûnus öyle esirdir ol kapıda Diler ki olmaya ebedi azad ¾ 9 ¾ Bilir misiz ey yarenler gerçek erenler kandedir Kanda baksan anda hazır, kanda istersen andadır Aşksızlara benim sözüm benzer kaya yankısına Bir zerre ışkı olmayan belli bilin yabandadır Yalancılık eylemegil aşka yalan söylemegil Bunda yalan söyleyenin anda yeri zindandadır Ey kendözünü bilmeyen söz ma’nisini bulmayan Hak varlığın isterisen şu ilm ile Kur’an’dadır Allah benim dediğine vermiş verir ışk varlığın Kimde varsa bir zerre ışk Çalap varlığı andadır Niceler aydur Yûnus’a kocaldın sen aşkı kogıl Bu ışk bize yenle geldi henüz dahı turfandadır ¾ 10 ¾ Bize didar gerek dünya gerekmez Bize ma’ni gerek da’vi gerekmez Bize Kadir gecesidir bu gece Ko erte olmasın seher gerekmez Bize aşk şarabından sun ey saki Bize uçmağda Kevser gerekmez Badyalar dolu doluiçelüm biz Biz esrük olmayuz humar gerekmez Yûnus esriyüben düşdü sokakda Çağırur Tapduk’una ar gerekmez ¾ 11 ¾ Aşk bazarıdır bu canlar satılır Satarım canımı hiç kimse almaz Aşık bir kişidir bu dünya malın Ahiret korkusun bir çöpe saymaz Bu dünya ol ahiretten içeri Aşıkın yeri var kimesne bilmez Aşık öldü diye sala verirler Ölen hayvan dürür aşıklar ölmez Beyim arif ise var sen yoluna Bunda başlar yiter kanlar sorulmaz Erenler meydanı Arş’tan uludur Sıdkıla gelenler mahrum günelmez Yûnus bu tevhide garkoldu-gitti Geri gelmekliğe aklı derilmez ¾ 12 ¾ Sen sende iken menzil alınmaz Bahri olmadan gevher bulunmaz Er açtı yolu ayan eyledi Tolun ay doğdu, hergiz tolunmaz Er manasından almayan cahil Taştandır bağrı hergiz delinmez Er urdu yare, zahmi belirmez Var ! Bu yareme, merhem bulunmaz Mağripten meşrık erin gözüne Ayan görüne perde olunmaz Ko ikiliği, gel birliğe yet Bir olan canlar ayrı dölenmez Yûnus ver canını Hak yoluna Can vermeyince canan bulunmaz AŞIK DİLİNDEN ŞİİRLER Yûnus Emre’nin tasavvufta en kuvvetli ve en yeni olduğu aşk temasında söylemiş olduğu parçalardır. Bunlarda da “irşad” gayesi yok değil, fakat asıl mesele türlü ve yüksek duyuşlarla içindeki ilâhî aşk duygusunu söylemesidir. ¾ 1 ¾ İlahi bir aşk ver bana, kandalığım bilmeyeyim Yavu kılayım ben beni isteyüben bulmayayım Alüminyum gider benden benliği, doldur içime senliği Bu dünyada öldür beni, varıp anda ölmeyeyim Söyle hayran eyle beni, bilmeyeyim dünle günü Daim isteyeyim seni, ayruk nakşa kalmayayım Senin kokun duydu canım, terkini urdu cihanın Hergiz belirmez mekanın, seni kanda isteyeyim Aşkın bir od urdu cana, uş yürüyem yana yana Ciğerim gark oldu kana, nice zari kılmayayım Ko ben yanayım tüteyim, bülbül olayım öteyim Dost bahçesinde biteyim, açıluben solmayayım Halimi getirsem dile, kim bana söğe, kim güle Bari yanayım derd ile, ben dillere gelmeyeyim Mansur’um çek dara beni, ayan göster anda seni Kurban kılayum bu canı, aşka münkir olmayayım Aşktır bu derdin dermanı, aşk yolunda verem canı Yûnus Emre eydür bunu, bir dem aşksız olmayayım ¾ 2 ¾ Severem ben seni candan içeri Yolum vardır bu erkandan içeri Nereye bakarsam dop - dolusun Seni kande koyam benden içeri Ol bir dilberdürür yoktur nişanı Nişan olur mu nişandan içeri Beni bende dimen bende değilim Bir ben vardır bende benden içeri Beni benden alana ermez elim Kadem kim basa sultandan içeri Tecelliden nasib erdi kimine Kiminin maksudu andan içeri Kime didar gününden şu’le değse Onun şu’lesi var günden içeri Senin ışkın beni benden alıpdur Ne şirin derd bu dermandan içeri Şeriat tarıykat yoldur varana Hakıykat, ma’rifet andan içeri Süleyman kuş dilin bilir dediler Süleyman var Süleyman’dan içeri Dinîn terkedenin küfürdür işi Bu ne küfürdür imandan içeri Geçer iken Yûnus düş oldu dosta Ki kaldı kapıda ondan içeri ¾ 3 ¾ Evvel dahı varıdı canımda bu ışk odu Aşikare itmezdim bilirdim ki dost kodu Dört kitabı okuyan bulmadı ışka çare Ne beğler ne sultanlar ne müderris ne kadı Yer gök oynar ırılmaz yerler eser deprenmez Akıbet şol canın kim ışkın ola bünyadı Ben razıyım bu yolda günde bin kez yanarsam Şekerden dahı tatlı sirindir aşkın tadı Işk anadan doğmadı kimseye kul olmadı Hükmüne kıldı esir cümle biliş ü yadı Işka Mecnun olanlar assı ziyandan fariğ Korkmaz ıssı soğuktan pes ne biliser odu Ezelde benim fikrim “Enel-Hak” idi zikrim Henüz dahı doğmadan ol Mansur-ı Bağdadi Işka düşen kişinin melametliktir işi Onun için bednamdır miskin Yûnus’un adı ¾ 4 ¾ Kaçan ol mahbub-ı cihan benüm gözüme tuş oldu Gönlüm aydur benim kulu canum aydur benim kulu Gönlüm aydur benim kulu canum aydur benim kulu Hiç bilmezem kimindür ol ara erde savaş oldu Bu ikisi arasında bildüm devlet benüm imiş Hiç tanışuğum yoğ iken başum anunla hoş oldu Anı seven aşıkların söylerisem sıfatını Anun ışkı urganında koyundan da yavaş oldu Bir dem anunla dirliğüm bin ömrümden iyiyimiş Andan ayru geçen günüm yüregümde bir baş oldu Her kancaru bakarısam oldur gözüme tuş olan Önüm ardum sağum solum ger yaz oldu ger kış oldu Hızır ilyas değül iken ölmez dirlüğe sataşdum Hergiz yemez içmez iken içüm dopdolu aş oldu Nice arslan da’vi kılur ışka boyun vermemeğe Senün ışkun zencirinden kızan evvel yavaş oldu Cümle alemün gönlünde vardur anun muhabbeti Anı candan sevmeyenün bil ki imanı taş oldu Senün ışkun odı meğer sıçramaya kimseye Bir zerre değdi Yûnus’a cihan içinde faş oldu ¾ 5 ¾ Dilsizler haberini kulaksız dinleyesi Dilsiz kulaksız sözü can gerek anlayası Ayıtmadan anladık anlamadan eyledik Gerçek erin bu yolda yokluktur sermayesi Biz sevdik aşık olduk sevildik ma’şuk olduk Her dem yeni doğarız bizden bizden kim usanası Yetmiş iki dil geldi araya sınır düştü Şöyle bitiri baktık yermedik am u hası Yûnus istersen veli yerde gökte dop-dolu Her bir taşın dibinde bin İmranoğlu Musi ¾ 6 ¾ Benim zari kılan şol yare karşı Gönülden can veren dildare karşı Geceler subha dek hayran u mestem Oluban muntazır didare karşı Sehergahın durup zari kıluram Sanasın bülbülem gülzare karşı Alaldan canımı ışk-ı ilâhî Benim Mecnun gibi avare karşı Cemalin rem’ine pervane gibi Yakarım perr ü bali nare karşı Anın ışkı şarabın nüşudelden İrişür yüreğime yare karşı Bugün Mansur benim aşkın yolunda Yürüyüp çerhuram şol dare karşı Biçare bülbülüm dost bağçesinde Varam diyem haber şol yare karşı Aşık Yûnus bugün gurbette kaldı Ki ışkı söyletir ağyare karşı ¾ 7 ¾ Bir kez yüzünü gören ömrünce unutmaya Tesbihi sen olasın ol ayruk din tutmaya Taat eden zahide nazarın irer ise Unuda tesbihimi mihraba secde’tmeye Ağzuna şeker alıp gözü sana tuş olan Unuda şekerini çiğneyüben yutmaya Ben seni sevdiğüme baha dilerler ise İki cihan mülkünü verüp baha yetmeye İki cihan dopdolu bağ u bostan olursa Senin kokundan yahşı gül ü reyhan bitmeye Zühre gökden inüben sazın nuvaht ederse İşretim sen olasın gözüm senden gitmeye Niderler hanü zamanı sensiz iki cihanı Yeğsin iki cihandan kimse güman tutmaya Yûnus seni seveli beşaret oldu canına Her dem yeni dirliktedir ömrünü eksitmeye ¾ 8 ¾ Benim gönlüm - gözüm ışktan doludur Dilim şöyle yari yüzüm suludur Ödağacı gibi yanar vücudum Tütünüm göklere seher yelidir Çukal cevşen ışkın oduna doymaz Oku cana batar katı yalıdır Senin ışkın deniz ben bir balıcak Balık sudan çıksa hemen ölüdür Okurum şahımı kendi dilimce Şahım aydır bana hemen geli-dur Seni sevenlerin ola mı aklı Bir dem usluyısa hem dem delidir Yûnus sen toprak ol eren yolunda Erenler menzili Arş’tan uludur ¾ 9 ¾ Benim bunda kararım yok ben bundan gitmeğe geldim Bazirganım metaım çok alana satmağa geldim Ben gelmedim da’vi için benim işim sevi için Dostun evi gönüllerdir gönüller yapmağa geldim Dost esriği deliliğim aşıklar bilir neliğim Denşiriben ikiliğim birliğe yetmeğe geldim Ol hocamdır ben kuluyum dost bahçesi bülbülüyüm Ol hocamın bahçesine şad olup ötmeğe geldim Bunda biliş olan canlar orda bilişirler imiş Bilişiben ben dost-ila halim arzetmeğe geldim Yûnus eydür aşık oldum maşuka derdinden oldum Gerçek erün kapısında ömrüm harc etmeğe geldim ¾ 10 ¾ Şöyle hayran eyle beni ışkın oduna yanayın Her kancara bakarısam gördüğümü sen sanayın Çün beni okur sultanım uş günildi gider canım Ben bunda çünki mihmanım ya ben nice eğleneyin Yedi tamu dedikleri bir ahıma katlanmaya Işkın beni yağmaladı ya ben nice katlanayın Senin kokun duydu canım terkin urdum şu cihanın Bilmezem ayıt mekanın seni kanda istiyeyin Her dem söylenir haberin hergiz bulunmaz eserin Götür yüzünden perdeyi didarına göyüneyin Kaynar denizleyin canım oynar gemileyin tenim İki deniz arasında garkoluban usanayın Yedi deniz geçerisem yetmiş ırmak içerisem Susuzluğum kanmaz benim dost şerbetiyle kanayın Aşıklar dört mezhep dedi yedi mezhep geçti canım Dimeniz nice şahidler ben mecnun ü divaneyin Sekiz uçmak arzularsa yetmiş bin huri gelirse Aldanmaya bu canımı bunda nite aldanayın İlm-i hikmet okuyanlar aşktan mahrum olur onlar Mansur oldum asın beni kon dillerde söylemeyin Alüminyum gider benden benliği doldur içime senliği Gel sen beni bunda öldür anda varup ölmeyeyin Yûnus Emre’nin bu sözü cana doldu avazesi Kördür münkirlerin gözü ben nicesi göstereyin ¾ 11 ¾ Gönül usanmadın sen bu seferden Çalabım saklasın seni hatardan Kişi kim kişinin kahrın çekince Gidip görünmemek yeğdir nazardan Doğalı bağrımı doğradı gurbet Sızar tamar ciğer kanı damardan Vatan oldu tiken gurbet gülistan Ağu içmek yeğ oldu ney-şekerden Yûnus göğsün açıp dosta giderken Çalabım saklasın anı hatardan ¾ 12 ¾ Kanda bulam isteyiben ey gönül seni kandasın Kanda virane varısa vallahi gönül andasın Ey gönül sana uyaldan kalmadı yüzümün suyu Rahmet gele ta ki sana kaydayısan divanesin Bir lahza olursun ruşen bir dem yürürsün perişan Alemlere nam ü nişan derde esir dermandasın Bir dem abid bir dem zahid bir dem asi bir des muti’ Bir dem gelir ki gönül ne dinde ne imandasın Işk başımdan aşıcağız mevc uruban taşıcağız Bir dem gelir ki ey gönül mescid ile Kur’an’dasın Kayseri Tebriz ü Sivas Nahcuvan Mar’aş u Şiraz Gönül sana Bağdad yakın alemlere divanesin Yûnus imdi tap dur hemin akıtma gözümün nemin Eğer bugün eğer yarın çün Hak için kurbandasın ¾ 13 ¾ Bir nazarda kalmayalım gel dosta gidelim gönül Hasret ile ölmeyelim gel dosta gidelim gönül Gel gidelim can durmadan suret terkini urmadan Araya düşman girmeden gel dosta gidelim gönül Gel gidelim can durmadan suret terkini urmadan Araya düşman girmeden gel dosta gidelim gönül Gel gidelim kalma ırak gel dost için olalım Burak O şeyh katınadır durak gel dosta gidelim gönül Terkedelim il ü şarı dost için kılalım zarı Ele getirelim yarı gel dosta gidelim gönül Bu dünyaya kalmayalım fanidir aldanmayalım Bir iken ayrılmayalım gel dosta gidelim gönül Biz bu cihandan geçelim o dost iline uçalım Arzu hevadan geçelim gel dosta gidelim gönül Kılavuz olgıl sen bana yönelelim dosttan yana Bakmayalım önden sonra gel dosta gidelim gönül Bu dünya olmaz payidar aç gözünü canın uyar Olgıl bana yoldaş u yar gel dosta gidelim gönül Ölüm haberi gelmeden ecel yakamız almadan Azrail hamle kılmadan gel dosta gidelim gönül Gerçek erene varalım Hakk’ın haberin soralım Yûnus Emre’vi alalım gel dosta gidelim gönül ¾ 14 ¾ Gönlüm düştü bu sevdaya Gel gör beni aşk neyledi Başımı verdim kavgaya Gel gör beni aşk neyledi Ben ağlarım yana yana Aşk boyadı beni kana Ne akilim ne divane Gel gör beni aşk neyledi Mecnun oluben yürürüm Dostu düşümde görürüm Uyanır melul olurum Gel gör beni aşk neyledi Aşkın beni mest eyledi Aldı gönlüm hasteyledi Öldürmeğe kast eyledi Gel gör beni aşk neyledi Gah eserim yeller gibi Gah tozarım yollar gibi Gah akarım seller gibi Gel gör beni aşk neyledi Akar sulayın çağlarım Dertli yüreğim dağlarım Yarim için ben ağlarım Gel gör beni aşk neyledi Benzim sarı, gözlerim yaş Bağrım pare, ciğerim baş Halim bilen dertli kardaş Gel gör beni aşk neyledi Miskin Yûnus biçareyim Baştan ayağa yareyim Dost elinden avareyim Gel gör beni aşk neyledi ERMİŞ’İN DEDİKLERİ Bu bölümdeki şiirlerde Yûnus Emre erdiğini ve yüce bir doruğa yükseldiğini açıkça söylemekte, bundan duyduğu sevinç ve saadet hissi ile öğünmektedir. Tatmin olmuşluk, manevi doymuşluk sükünet, neşe, “elhamdülillah” bu şiirlerin umumi havasıdır. Büyük Yûnus Emre, tevazuu, “miskinliği” tutukluğu bir yana koyarak açılmış gül olmuş, birikmiş umman olmuştur. ¾ 1 ¾ Bugün sohbet bizüm oldu bize bizüm diyen gelsün Bu ışk şehrin seve seve içübeni duyan gelsün Kanaat hırkası içre selamet başumu çekdüm Melamet gömleğin biçdüm arif olup giyen gelsün Bu ışk meydana içinde çağırdum bir avaz etdüm Müezzinlik bizim oldu imam oldum uyan gelsün Bu ummanda delim dürlü güher vardur ele girmez Akar rahmet suyu çağlar gönül kirin yuyan gelsün Ey dostlar işidün sözüm dün etmişen bu gündüzüm Yavıkılmışam kendözüm bu hak yola giren gelsün Yûnus miskin onu görmüş elüne bir divan almış Alimler okuyamamış bu ma’niden duyan gelsin ¾ 2 ¾ Bi mekanım bu cihanda menzil ü durağım anda Sultanım tac ile tatım hulle vü Burağım anda Kim ne bilir ne kuşum ben her dem ol yüze tuşum ben Ta ezeli sarhoşum ben içmişim ayağım anda Felek-i Atlas’ta durdum yedi kezin cevlan urdum Muhammed nurunu gördüm bu benim karağım anda Mansur’um uş dara geldim Yusuf’um pazara geldim Arslanım şikara geldim ve lakin yatağım anda Deliyim pendi tutmazam değme yere ben gitmezem İşbu sözü işitmezem tutmuşum kulağım anda Sır sözü aşkare denmez semender oda götünmez Dün ü gün yanar söyünmez bu benim çerağım anda Yûnus çün bu fikre daldı dünyayı ardına saldı Vallahi kez lezzet aldı bu benim damağım anda ¾ 3 ¾ Ağla gözüm ağla, gülmezem ayruk Gönül dosta gider, gelmezem ayruk Ne gam bunda bana, bin gez ölürsem Anda ölüm olmaz, ölmezem ayruk Yansın canım, yansın aşkın oduna Aksın kanlı yaşım aksın, silmezem ayruk Göyündüm aşk ile, ta kül olunca Boyandım rengine, solmazam ayruk Beni irşat eden mürşid-i kamil Yeter, bir el almazam ayruk Varlığım yokluğa denişmişem ben, Bugün, cana, başa kalmazam ayruk Fenadan bakiye göç eyler olduk Yöneldim şol yola dönmezem ayruk Muhabbet bahrının gavvası oldum Gerekmez, Ceyhuna dalmazam ayruk Dilerim fazlından ayırmayasın Hocam, senden özge sevmezem ayruk Söyler aşık dilinden bunu Yûnus Eğer aşık isem, ölmezem ayruk ¾ 4 ¾ Nolur ise ko ki olsun nolusar Tek gönül mevlayı bulsun nolusar Aşk denizi gene taşmış kan akar Aşık-ı biçare dalsın nolusar Bu denize düşen ölür dediler Ölür ise ko ki ölsün nolusar Aşk gelicek cümle eksikler biter Bitmez ise ko ki kalsın nolusar Akıbet şol göze toprak dolusar Bir gün öndün, ko ki dolsun nolusar Dünyanın mansıplariyle izzetin Yûnus kodu alan alsın nolusar ¾ 5 ¾ İki cihan zindan ise gerek bana bostan ola İmdi bana ne gam gussa, çün inayet dosttan ola Varam ol dosta kul olam çün açıluban gül olam Hem ötüben bülbül olam durağım gülistan ola Ol dost yüzün gördü gözüm erenlere toprak yüzüm Söz bilene benim sözüm gerek şekeristan ola Her da’vidan geçen kişi Hak’dan yana uçan kişi Işk şarabın içen kişi geh esrik geh mestan ola Sensiz iki cihan benim zindan görünür gözüme Senin ışkınla bilişen gerek has ü hasdan ola Kördür münafığın gözü yarın kara kopar yüzü Halkın bana acı sözü gerek şekeristan ola Her dem yüzüm yere uram Allah’ıma şükür kılam Ben benliğim dosta verem ne da’vi-i destan ola Bundayiken açgıl gözüm ser önüne kendi özün Yûnus senin işbu sözün alemlere destan ola Düşd’önüme hubb ül vatan gidem hey dost deyi deyi Anda varan kalur heman kalam hey dost deyi deyi Gele şol Azrail tuta assı kılmaz ana ata Binem şol ağaçtan ata gidem hey dost deyi deyi Halvetlerde meşgul olam daima açılan gül olam Dost bağında bülbül olam ötem hey dost deyi deyi Şol birbeş on arşun bezi kefen edeler eğnime Dökem şol dünya donların geyem hey dost deyi deyi Mecnun oluban yürüyem yüce dağları bürüyem Mum olubanı eriyem yanam hey dost deyi deyi Günler geçe yıl çevrile üstüme sinler devrile Ten çürüye toprak ola tozam hey dost deyi deyi Yûnus Emre var yoluna münkirler girmez biline Bahri olup dost gölüne dalam hey dost deyi deyi ¾ 7 ¾ Dosttan haber geldi bana, durayım anda varayım Müjdeleyene canımı vereyim anda varayım Şol bir iki arşın bezin, ne yeni var, ne yakası Kefen edinîp eğnime, sarayım anda varayım Can alıcı hot geliser, emaneti ver deyiser Ben emaneti ıssına vereyim anda varayım Yazuğum çok, günah öküş yürürüm bu dünyada hoş Ettiklerimin hesabın, vereyim anda varayım Beslerdim bu nazik teni, terk etmeyem derdimi anı Kara toprağa ben anı, karayım anda varayım Üş bu ömür harmanımı, derdim devşirdim ben anı Yûnus yele bu harmanı, vereyim anda varayım ¾ 8 ¾ Işık bezirganı sermaye canı Bahadır gördüm cana kıyanı Zihi bahadır can terkin urur Kılıç mı keser himmet giyeni Kamusun bir gör kemterin er gör Ölü görmegil palas giyeni Tez çıkarırlar fevkal’ulaya Bin İsa gibi dine uyanı Tez indirirler tahtes seraya Bin Kaarun gibi dünya kovanı Aşık olanın nişanı vardır Melamet olur belli beyanı Atlası kodu palası giydi İbrahim Edhem sırdan duyanı İlmim var deyi mağrur olmagıl Hak kabul etti kefen soyanı Çün Mansur gördü ol benim dedi Oda yaktılar işittin anı Oda yandırdın külün savurdun Öyle mi gerek seni seveni Zinhar ey Yûnus gördüm demegil Oda yakarlar gördüm deyeni -9- Canlar canını buldum bu canım yağma olsun Assı, ziyandan geçtim, dükkanım yağma olsun Ben benliğimden geçtim gözüm hicabın açtım Dost vaslına eriştim gümanım yağma olsun Benden benliğim gitti hep mülkümü dost tuttu Alan-veren dost oldu lisanım yağma olsun Taalluktan üzüştüm ol dosttan yana uçtum Işk divanına düştüm divanım yağma olsun Varlık çün sefer kıldı dost andan bize geldi Viran gönül nur doldu cihanım yağma olsun Geçtim bitmez sağınçtan usandım yaz u kıştan Bostanlar başın buldum bostanım yağma olsun Yûnus ne hoş demişsin bal u şeker yemişsin Ballar balını buldum kovanım yağma olsun ¾ 10 ¾ İster idim Allah’ı buldumısa ne oldu Ağlarıdım dün ü gün güldümise ne oldu Erenler meydanında yuvarlanur top idüm Padişah çevganında kaldımısa ne oldu Erenler sohbetinde deste kızıl gül idüm Açıldum ele geldüm soldumısa ne oldu Alimler ulemalar medresede buldısa Ben harabat içinde buldumısa ne oldu İşit Yûnus’u işit yine delü oldu hoş Erenler ma’nisine daldumısa ne oldu ¾ 11 ¾ Hak’tan inen şerbeti içtik elhamdü lillah Şol kudret denizini geçtik elhamdü lillah Şu karşıki dağları meşeleri bağları Sağlık sefalıkıla aştık elhamdü lillah Kuyuyıdık yaş olduk ayağidik baş olduk Kanatlandık kuş olduk uçtuk elhamdü lillah Vardığımız illere şol safa gönüllere Halka Tapduk ma’nisin saçtık elhamdü lillah Beri gel barışalım yad ise bilişelim Atımız eğerlendi eştik elhamdü lillah İndik Rum’u kışladık çok hay ü şer işledik Uş bahar geldi geri göçtük elhamdü lillah Dilfiilli pınar olduk ırıldık ırmak olduk Aktık denize daldık taştık elhamdü lillah Tapduk’un tapusunda kul olduk kapısında Yûnus miskin çiğ idik piştik elhamdü lillah |